1982 yılında Hayrettin Baltacı tarafından kurularak endüstriyel üretim firelerinden geri kazanım faaliyetine başladı. 1997 yılında Atilla Baltacı firmaya katıldı. 2005 yılında Polipro Plastik adı ile özel yaptırdığı 10.000 m² kapalı alana sahip fabrika binasına taşındı. Aynı sene geri kazanılmış hammaddelerden kompaund üretimine de başladı ve bünyesinde polimer laboratuvarını kurdu.
Bugün Polipro Plastik San A.Ş. 10.000 m² kapalı alanda, 5 üretim hattı, 8′i AR-GE olmak üzere 50 personeli ile yıllık 12.000 ton kurulu kapasitesi ve gelişmiş laboratuvarı ile faaliyetine devam etmektedir.
Ürettiği geri kazanım polipropilen hammaddelerini uluslararası geçerliliği olan TDS (Technical Data Sheet) ile tanımlayabilen, bu değerlere bağlı üretim yapabilen ve yine uluslararası en üst hassasiyette analiz sertifikası oluşturabilen Türkiyenin ilk ve tek üretimini gerçekleştirmektedir.
Ürettiği geri kazanım polipropilen hammaddelerde, ürettiği polipropilen kompaundlarda prime polipropilen kompaund değerlerini %95′in üzerinde yakalamış olması gurur kaynağımızdır. Ender rastlanır geri kazanım-kompaund entegrasyonumuz en önemli avantajlarımızdan biridir.
Kompaund ve geri kazanım hammaddelerimizin dünyanın en prestijli otomobil markalarının da aralarında bulunduğu otomobillerin dış ve iç parçalarında kullanılması, zamanlama ve üretim hassasiyetlerimizin bir sonucudur.
Proses iyileştirici ve ürün kalitesi arttırmaya yönelik masterbatch üretimlerimize her geçen gün yenileri eklenmektedir. Bu masterbatchler ileri düzeyde bir Ar-Ge çalışması ve yüksek üretim teknolojisi gerektirmektedir.
Üniversitelerle yaptığımız işbirlikleri, Ar-Ge Laboratuvarımızda eğitimlerinin uygulamalarını yapan üniversite öğrencilerimiz, üniversitede verdiğimiz geri kazanım derslerimiz, sanayi ortaklarımızla yürüttüğümüz Ar-Ge projelerimiz, destek alan ulusal ve uluslararası Ar-Ge projelerimiz; bizim dinamik, yenilikçi ve keşifçi olmamızı sağlamaktadır.
Amacımız kompozit yapılarından dolayı geri kazanımı bugün mümkün görünmeyen ve yakılarak bertaraf edilen polimerleri; yenilikçi, bilimsel ve teknolojik yaklaşımlarla kontaminasyonlarını modifikasyon avantajına çevirerek bir üst döngüye hammadde olarak kazandırmaktır. Böylece yeraltı kaynaklarına ihtiyaç azalacağı gibi, birim polimer üretiminin ihtiyacı olan enerji miktarının yaklaşık %20′si kullanılarak ikame hammaddeler elde edilmiş olacaktır ve hatta edilmeye başlanmıştır.