ŞİRKETİN DÜNÜ BUGÜNÜ
Hepşen Kimya 1982 yılında Tuncer HEPŞEN tarafından kuruldu.
05.10.1947 yılında Merzifon’da doğan Tuncer HEPŞEN, ilk ve ortaokulu bu kasabada, liseyi Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi’nde bitirdi.
1965 yılında girdiği merkezi üniversite sınavlarında tıp fakültesini kazandı. Aynı dönem İ.T.Ü. sınavlarını da kazanınca kaydını tıp fakültesinden alıp İ.T.Ü. Kimya Fakültesine yaptırdı.
1970 yılında bu fakülteden mezun oldu ve Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde işe başladı. 1973-1974 yıllarında askerlik görevini, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olarak Yassıada’da ve Gölcük Ana Üs Komutanlığı Laboratuvarı’nda, asteğmen olarak yaptı.
1974 yılında tekrar işe başladığı merkezde ‘Muğla-Yatağan Bölgesi Linyitlerinden Uranyum’un Geri Kazanılması’ konulu doktora tezinin her aşamasını 1977 yılında tamamlayarak İstanbul Teknik Üniversitesi Senatosunun 1156. birleşiminde, doktor ünvanı almaya hak kazandı.
1977 yılında, merkezi Viyana’da olan uluslararası atom enerjisi ajansının FELLOWSHIP programıyla İspanya’daki Kalaf ve Fraga bölgesi linyitlerinden uranyum çıkarılması ayrıca ‘CEVHERDEN-METALE URANYUM’ konulu çalışmaları tamamlayarak sertifikasını aldı.
1980 yılında bu güzide kurumdan istifa ederek kurucu ortak statüsünde Niksan A.Ş.’ne katıldı. Türkiye’de ilk ve tek üretici olarak nikel sulfat, kristal ve toz çinko klorür üretim tesislerini kurdu.
1982 yılında bu ortaklıktan ayrılarak Hepşen Kimya - Tuncer HEPŞEN adı altında şahıs şirketini kurarak Ümraniye de kiraladığı iş yerinde Türkiye’de ilk ve tek pil elektrolit üretim tesislerini faaliyete geçirdi. PILMA-TUDOR-VARTA-PETRIX-BEREC-KIVI gibi pil fabrikalarının elektrolit ihtiyaçlarının tamamını karşıladı.
1983 yılında yine ithalat ile karşılanan galvaniz endüstrisinin kullandığı Flux (Zincammonium Chloride) adlı kimyasalı üretti. Bu tesislerde ülke Flux ihtiyacının tamamını karşıladı.
1984 yılında Ümraniye tesislerinin yetersiz kalması nedeni ile Gebze Balçık Köyü’nde kendine ait ilk fabrikasını kurdu. Ümraniye tesislerini buraya taşıdı.
1985 yılında bu üretimlere ilave olarak galvaniz ve pil sanayi atıklarından geri kazanımı yoluyla külçe çinko, Kütahya’daki Eti Gümüş Tesisleri’nde ağır metallerin ayrılmasında kullanılan mikronize çinko tozu, kurşun nitrat (kristal) üretimlerini gerçekleştirdi.
1986 yılında şahıs şirketini eşi ve oğulları ile birlikte Hepşen Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne dönüştürdü.
1988 yılında 2000 ton/yıl kapasiteli çinko oksit tesislerini kurarak üretime başladı.
1990 yılında çinko oksit üretim tesislerinin kapasitesi 4000 ton/yıl ‘a çıkarılmasına rağmen talep karşılanamadı.
1992 yılında Dilovası Sanayi Bölgesi - Muallimköy mevkiinde 2. Fabrikasını kurdu. Burada diğer tüm üretimlerde de kapasite artışları gerçekleştirdi. 15.000 ton/yıl kapasiteye rağmen ürünlerimize olan talebin daha da artması karşısında 3. Fabrikanın da kurulması kararlaştırıldı. Yer olarak da seramik sektörünün merkezi konumunda bulunan (Eczacıbaşı, Toprak, Söğüt, Güral, Kütahya Porselen, Termal, Anatolya gibi) Bilecik 1. Organize Sanayi Bölgesi seçilerek 30.000 m2 lik alanda, 25.000 ton/yıl kapasiteli tesisleri kurdu. Oksit Tesisleri buraya taşındı. Ek üretim olarak Bilye Çinko ve Gübrelik Oksit üretimi başladı. Dilovası Tesisleri’nde boşalan yerde de çinko alaşımları ve zamak üretimi faaliyete geçti.
2000’li yıllarda, lastik kauçuk sektöründen gelen yüksek talep ve yem sektörünün ihtiyacını karşılamak üzere Bilecik 2.Organize Sanayii’nde 30.000 m2 lik bir arsa daha alınarak, ilave 25.000 ton/yıl kapasiteli 4. Fabrikasını kurdu. Burada bakır geri kazanımı, yemlik oksit ve çinko oksit ek tesisleri yanında demir çelik ark ocaklarından çıkan baca tozlarından çinko oksit geri kazanım üretim tesislerini devreye aldı.
2017 yılında gerçekleşen üretim ve üretimden satış verilerine göre; Hepşen Kimya, İstanbul Sanayi Odasının ISO İkinci 500 Büyük Listesinde 222. sırada, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçılar Birliğinin İnorganik Kimyasallar İhracatı katagorisinde 17. sırada, yine ISO nun, Anametal Sanayi sıralamasında 19. sırada yerini almıştır.
“Firmamız, İstanbul Sanayi Odası 2017 yılı ikinci 500 büyük sanayii sıralamasında 222. sırada iken, 2018 yılında gerçekleşen üretim ve üretimden satış verilerine göre 121. sıraya yükselmiş bulunmaktadır.
2019 yılı için daha yüksek bir üretim kapasitesine ulaşarak daha üst sıralara çıkmayı hedefliyoruz.”
2018 yılında , yeni üretimler yapmak amacıyla yine Bilecik 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde 28.000m2’lik bir arsa daha alınmış ve 5.fabrikanın kuruluşu için proje çalışmalarına başlanmıştır.
Tüm üretimlerimizde inovatif AR-GE çalışmalarımız hız kesmeden sürdürülmektedir. Kalite Kontrol ve AR-GE Laboratuvarlarımız gelişmiş Avrupa ülkeleri seviyesindedir. Hollanda, Almanya, İngiltere , İsrail gibi ülkelere olan ve her yıl artarak giden ihracatımız, hem kalite hem fiyat olarak dünyayla rekabet edebildiğimizin bir kanıtıdır. Bu tesisler tamamen yerli ve milli imkanlarla ve kendi bilgi ve tecrübemizle kurulmuştur.
Yurtiçinde hizmet verdiğimiz sektörler , seramik , lastik-kauçuk, otomotiv, pen , galvaniz, kimya (çinko fosfat, çinko borat etc) , gübre, yem, cam ve boya, sanayiileridir.
Lojistik :
Hammadde alımı ve mamül satışı genellikle kendi lisanslı TIR Filomuzla yapılmaktadır.
Vizyonumuz :
Bu gün olduğu gibi ulaştığımız kapasite ve kaliteyle yetinmeyerek yarınlarda da, muasır medeniyetin ve teknolijinin ulaşabileceği seviyelere yükselmek ve daha ileri gitmektir.
Misyonumuz:
Bir yanda Avrupa ve Amerika’nın güçlü sermayesi ve teknolojisi, diğer yanda ucuz hammadde, ucuz işgücü ve teknolojisiyle Çin ile rekabet edebilmek, ülkemize döviz kazandırmak, çevre ve sosyal sorumluluğu olan ulusal değerleri her zaman önde tutan inovasyon ve Ar-Ge'ye önem veren güçlü, güvenilir global bir şirket olmaktır.
Vefa Borcum:
Burada orta öğrenimde bana barınma imkanı sağlayan Vakıflar Tokat İmam Hatip Yurdu’ndan başlayıp İstanbul Fatih Yüksek Talebe Yurdu ile devam eden destekleri ile Vakıflar İdaresine , İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilik yıllarımda bana burs sağlayan Atom Enerjisi Kurumuna, doktora hocam sayın Prof. Dr. Envare ÜNSEREN’E, gerek fakülte yıllarımda gerekse doktora çalışmalarımda özel ilgisini gördüğüm dünya çapında büyük bir bilim insanı olan merhum Prof. Dr. Talat ERBEN’e, doktora sonrası İspanya’ya Nükleer Yakıt Tesisleri’ne gönderilmemde ve o tesislerle ilgili çok özel çalışmalarıma özel olarak ilgi gösteren yurtsever insan sayın Prof. Dr. Emin ÖZBAŞ Bey’e, yüz binlerce ton kimyasal madde üretimlerimizde emeği geçen tüm çalışanlarıma, yokluk ve sıkıntılı yıllarımda zor koşullara göğüs geren tüm aileme teşekkürü borç bilirim.
En derin saygılarımla,
Dr. Tuncer HEPŞEN